Büyük konut projeler zincirinin Mimarı:

Reyhan ERİŞ

Avrupa konutları markasının oluşmasına katkısı olan, Avrupa Konutları Tem, Atakent 2, Ispartakule 1 ve 2 şu anda ise ustalık eseri diye adlandırılan Atakent 3'ü gerçekleştirmeye çalışan projelerin mimarlarından Sayın Reyhan Eriş bu sayıdaki konuğumuz…

M.M. Kendinizden bahseder misiniz?

R.E.

05.01.1955'de Giresun’da doğdum. Yıldız Üniversitesi Mimarlık bölümünden 1979 yılında mezun oldum. İç Mimari ve Dekorasyon konularında çalıştım. 2005 yılından itibaren Artaş İnşaat bünyesinde Avrupa Konutları markasını oluşturan ekip içinde yer aldım. Konutların İç Mimarilerini tasarlayan ekibin başında halen bu işe devam etmekteyim.

M.M. Size göre mimarlığın ne kadarı eğitim ve ne kadarı kültür ne kadarı vizyon?

R.E.

Mimarlık bölümünden temel bilgileri alarak mezun olan bir mimarın asıl eğitimi bundan sonra başlamaktadır. Kendisini geliştirmek isteyen mimar çok araştırıp, okuyarak ve izleyerek öğrenmeye devam etmek zorundadır. Sadece bunlar da yetmez ülke kültürünü özümsemek, dünyadan haberdar olmak, sosyal ve kültürel anlamda sürekli gelişim sağlamak gerekir. Mimarın vizyonu geniş olmak zorundadır.

M.M. Mesleki gelişiminiz nasıl oldu?

R.E.

Mimarlık Bölümünden mezun olduktan sonra birçok dalda çalıştım. İç mimari ve dekorasyonun daha çok ilgimi çektiğini farkettim. İşe 1987'de Toprak Seramikte çalışarak başladım. Mutfak, banyo ve seramik üzerine temel bilgileri aldım. Müşterilerin neler talep ettiğini gözlemleyerek iç mimaride kullanılacak detay bilgilerimi geliştirdim. Avrupa Konutları markası içinde bu bilgilerimi hayata geçirdim.

M.M. Malzeme seçimini neye göre yapıyorsunuz?

R.E.

Kaliteli, günün çizgilerine uygun “Yeni ürün“ olmalı, fiyatı pahallı olmamalı. Malzeme seçimini ekibimizle birlikte yapıyoruz. Çeşitli firmaların ürünlerini karşılaştırarak bize hitap edenleri seçiyor, şirketimizin icra kurulana sunuyoruz. Bu toplantıda alınan karar doğrultusunda ürün alımı gerçekleştiriliyor.

M.M.Tasarım merkezi olarak bilinen İtalya’yı diğer ülkelerden, kültürlerden nasıl bir farkı var?

R.E.

İtalya tasarımda gerçekten bir dev, Tanrı bu anlamda İtalyanları yetenekli kılmış. Geçmişten günümüze bu hep böyleolmuş. 15.y.y. rönesansın doğuşuyla birlikte resim, heykel ve mimari de sanat sahnesinde yerini almış, büyük sanatçılar ünlü eserlerini yaratmışlardır. Kökeninde böylesine bir kültürü barındıran İtalyan toplumu bu geleneğini devam ettirerek “güçlü tasarımlara“ imza atmaya devam etmektedir.

M.M. Türkiye olarak biz mimarlıkta neredeyiz?

R.E.

Sürekli artış gösteren nüfusumuza paralel olarak bina ihtiyacı doğmaktadır. Buda mimarlık alanında çalışma yapmayı gerektirmektedir. Son yıllarda bizimde içinde bulunduğumuz “Konut Sektörü“ tüm hızıyla üretmeye devam etmektedir. Dünya ile aynı paralelde büyük metropollerin çekirdeğinde yükselen bir trend olarak residans ve gökdelenler şehir siluetine yeni bir şekil vermektedir.

M.M. Etkilendiğiniz mimarlar var mı Türkiye’de ya da yurt dışında?

R.E.

ABD’li Mimar Frank Lloyd Wrigh’ıneserlerine, özellikle “şelale evine“ hayranlık duyuyorum. Şelale ev 1964'de mimari simge olarak müze haline getirildi. Beni çok etkileyen bir eserdir. Türkiye’de ise Eren Yorulmazer’i İç Mimaride eşsiz buluyorum.

M.M.Hayata bakış açınız ve hayatınsize öğrettikleri?

R.E.

Hayatta var olduğumuzu göstermek için insanlara faydalı şeyler vermeliyiz. Bunu sağlamak için önce eğitim daha sonrada çalışıp üretmeliyiz. Hayatın iniş veçıkışları içinde “yılmadan çalışmanın“ semeresini daima alabiliriz.

M.M. Takdir ettiğiniz tarihsel kişilik?

R.E.

Tabiki Mustafa Kemal Atatürk.